İslamiyette Çok Eşlilik

İslamiyette Çok Eşlilik

İslamiyette Çok Eşlilik

İslam'da çok eşlilik konusuna güncel örneklerle yaklaşalım. Çevremizde, eşlerini aldatan ve bu yüzden evlilikleri yıkılan insanları sıklıkla gözlemlemişizdir. Konuya erkekler açısından bakarsak; evli olmalarına rağmen başka bir kadınla ilişkiye girenlerin olduğunu biliriz. Bu kişiler, ister sekreterleri olsun isterse sosyal çevrelerinden biri olsun, farklı şekillerde bu ilişkilere adım atarlar. Hatta bu kadınlardan çocuk sahibi olduklarını duymuşuzdur. Bazı erkeklerin sayısız kadınla ilişkisi olduğunu açıkça kabul ettiğini biliyoruz; bazıları ise sahip oldukları çocukların sayısını bile bilmiyor. Geçici ya da belirli bir süreliğine yaşanan ilişkiler sonrasında, kadınlar çoğu zaman çocuklarıyla birlikte hayatta kalmaya ve zorluklara direnmeye çalışır. Peki, bu masum çocukların suçu ne, diye düşünürüz bazen.

Günümüzde, belirli davranışlar o derece normalleşti ki, sosyal medya ve televizyon aracılığıyla farkında olmadan bir yaşam modeli benimsememize ve bu modeli denemek istememize sebep oluyor. Çağımızdaki müstehcenlik ise aşırı boyutlara ulaşmış durumda. Erkekler, eşlerini yeterince beğenmeyip sürekli yeni maceralar peşinde koşuyorlar. Bu durum, acaba bazılarının aile yapısını bozmaya mı çalıştığı sorusunu akıllara getiriyor.

Bir erkeğin sayısız kadınla kural dışı birlikte olmasına göz yumanlar, bu durumu sıklıkla İslam'ı karalamak için bir araç olarak kullanıyorlar. Peki, İslam hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Kuran'ı hiç okuyup, üzerinde düşündünüz mü?

İslam, Arabistan Yarımadası'nda yayılmaya başladığında, Cahiliye döneminin etkileri hâlâ güçlüydü. İslam, bu dönemin bazı adetlerini tamamen ortadan kaldırırken, bazılarını ise ılımlı hale getirmiştir. Bu adetlerden biri, sınırsız sayıda kadınla evlilik yapılabilmesi meselesiydi. İslam'dan önce, Arap Yarımadası'ndaki erkekler, sayı sınırlaması olmaksızın, diledikleri kadar kadınla evlenebilirlerdi. Benzer şekillerde, tüm dünyada, özellikle Orta Çağ Avrupa'sında da bu tür örnekleri görebiliriz.

Kur'an-ı Kerim, Cahiliye döneminin sınırsız kadınla evlenme adetine net bir sınırlama getirmiştir. Bu sınırlama ile, erkeklere maksimum dört kadınla evlenme izni verilmiş, fakat bir şartla: adalet. Yüce Allah'ın sözleri şöyledir:

"Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdirde) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır." (Nisa Süresi, 4/3)

Bu, İslam'ın çok eşliliği başlatmadığı, ancak önceden sınırsız olan uygulamaya bir limit getirdiğinin açık bir göstergesidir. Giylan adındaki bir sahabi, İslam'ı kabul ettiğinde on hanımla evliydi ve dörtten fazlasıyla olan evliliklerini sonlandırdı.

İslam çok eşliliğe izin vermekle birlikte, esas olarak tek eşliliği önerir. Çok eşlilik, yalnızca "ahlaki ve sosyal zaruretler" durumunda mümkündür ve bu durumlarda dahi kadınlar arasında adalet sağlanması şart koşulmuştur. Ancak, Nisa Süresi'nin 129. ayetinde belirtildiği üzere, duygusal eşitlik her zaman mümkün olmayabilir:

“Ne kadar titizlik gösterirseniz gösterin kadınlar arasında adaleti tam sağlayamazsınız. Öyle ise birine büsbütün gönül verip ötekini askıda kalmış kadın gibi (kocası hem var hem yok) bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.” (Nisa Süresi, 4/129)

Bu ayetler, İslam'ın çok eşliliğe yaklaşımını açıklarken, aynı zamanda bir erkeğin kadınlar arasında mükemmel bir adalet sağlamasının zorluklarını da belirtmektedir.

Bu konuda çeşitli itirazlar yükselse de, adaleti sağlamanın zor olduğu bir gerçektir. Eğer bir erkek çok eşlilik yoluna gitmeye karar verirse, bunu gerçekleştirirken kadınların ve doğabilecek çocukların haklarını gözeterek hareket etmeli, sayısız kadınla ilişkiye girip birçok kişiye acı çektirip günaha girmekten kaçınmalıdır.

Bu bağlamda, kendi seyahatlerimden edindiğim bir gözlemi paylaşmak isterim: Arap ülkelerinde yaptığım seyahatlerde, çok evliliğin yasal olduğu yerlerde tanıştığım yüzden fazla kişi arasında, sadece bir kişinin iki evlilik yapmış olduğuna şahit oldum. Ancak, Avrupa seyahatlerimde tanıştığım her üç erkekten ikisi, gayrimeşru ilişkiler içerisindeydi.

Peki, birden fazla evlilik yapmış bir erkeğin eşi olan kadının yaşadığı duygusal kırgınlık ne olacak? Bu güzel dinde, en ufak bir acının bile günahlara kefaret olduğunu biliyoruz. Allah için sabreden kişinin mükafatını elbette Yüce Allah verecektir. Sonuçta, her insan yalnız doğar, yalnız ölür ve yalnız başına hesap verecektir. Bu hesabın karşılığındaki ödüllerin güzelliğini de sadece Allah bilir.

Sonuç olarak, yılların aylar, haftaların günler gibi akıp geçtiği bu dünyada, bizler bir imtihan içerisindeyiz ve en temel amacımız ilahi rızayı kazanmak ve cenneti hedeflemek olmalıdır.