Neden Müslümanlara terörist diyorlar? Neden İslam'ı kötülüyorlar?

Neden Müslümanlara terörist diyorlar? Neden İslam'ı kötülüyorlar?

Jean-Jacques Rousseau: "Gerçeği ifade etmek, iyi bir hafızaya ihtiyaç duyar."

Noam Chomsky: "Medyanın temel görevi insanların düşünmesini sağlamak değil, onları düşünmelerini engellemektir."

Karl Marx: "İdeoloji, egemen sınıfın çıkarlarını gizlemek için kullanılan bir perdedir."

Michel Foucault: "Gerçeklik, toplumsal bir yapıdır ve baskı aracı olarak kullanılabilir."

Müslümanlar...

• Birinci Dünya Savaşı'nı başlatmadılar.
• İkinci Dünya Savaşı'nı başlatmadılar.
• Amerika'daki milyonlarca Kızılderiliyi öldürmediler.
• Holokost'u gerçekleştirmediler.
• Avustralya ve Yeni Zelanda'daki yerli halkları katletmediler.
• Afrika'da, Ruanda'da ve Cezayir'de soykırım yapmadılar.

Bu eylemlerin kimler tarafından gerçekleştirildiğini biliyorsunuz...

- Müslümanlar, Batı'daki zulümden kaçan Yahudilere Osmanlı İmparatorluğu döneminde kucak açtılar ve uzun yıllar barış içinde bir arada yaşadılar. aman onlar kötü planlarını sürdürdüler, ancak şu anki konumuz bu değil. İslam'ın hoşgörü örneği olarak, 15. yüzyılda İspanya Kralı Ferdinand'ın ülkeden kovduğu Musevilere kucak açan Osmanlı Sultanı II. Bayezid'di.  

-Müslümanlar büyük komutan Selahaddin Eyyubi ile Kudüs'ü aldıklarında kimseye zulmetmediler. Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler barış içinde bir arada yaşadılar. Ardından Osmanlı döneminde 400 yıl boyunca barış hüküm sürdü Kudüs. İslam'da kimseye dinini değiştirmesi için baskı yapma izni verilmez. Keyfi savaşamazsınız ve savaşta kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler ve hastaları öldüremezsiniz. Ağaçları bile kesemezsiniz. Esirlerinize kendi yiyeceklerinizden vermek zorundasınız ve kadınlara tecavüz etmek kesinlikle yasaktır.  

-Müslümanlar Osmanlı döneminde Avrupa'da yaşayan Hristiyanlara dinleri üzerinde baskı yapmadılar. Eğer bir baskı yapmış olsalardı, şu anda Avrupa'da Hristiyan kalmazdı, hepsi Müslüman olurdu. Macaristan Cumhurbaşkanı Pal Schmitt, İspanyol ABC gazetesine verdiği demeçte 1541-1686 yılları arasında Osmanlı tarafından yönetilen Macaristan'ın bu şansa sahip olduğunu vurgulayarak, 'Osmanlılar tarafından 150 yıl boyunca yönetilmemiz bir şans olarak kabul edilmeli. Başka bir millet tarafından ele geçirilmiş olsaydık, dilimizi ve dinimizi değiştirmemizi talep ederlerdi ve biz asimile olurduk. Profesör Paul Wittek'e göre Osmanlı'nın gaza temelli "uç kültürü"nün bir sonucuydu. Gerçekten Osmanlılar, sadece bir soy, din veya mezhebe bağlı insanlara değil, fethedilen yerlerin halkına da tam bir hoşgörüyle yaklaştılar."  

Osmanlı merkezi yönetiminin bu tavrı, Fransız İhtilali'nin etkisi altında bile değişmemişti. Bazı Osmanlı gayri Müslimleri (örneğin Sırplar ve Rumlar) bağımsızlık hareketleri başlatmış olsalar da, Osmanlı yönetiminin gayri Müslim tebaaya olan hoşgörüsü devam etti. II. Mahmud örneğinde olduğu gibi, Osmanlı liderleri bu hoşgörüyü sıkça dile getirirlerdi. II. Mahmud'un "Bundan böyle tebaamdan Müslümanları ancak camide, Hıristiyanları kilisede, Musevileri Havrada tanımak isterim" sözü, bu hoşgörünün bir örneğidir.

Başka bir İngiliz tarihçi olan F. Downey'e göre, Kanuni Sultan Süleyman'ın üstün vasıflarını anlattığı bir eserinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun adalet anlayışının dönemin diğer devletlerine göre çok üstün olduğunu belirtmiştir. Downey, birçok Hristiyan'ın kendi ülkelerinden ayrılarak Osmanlı'nın adaletine sığındığını kaydetmiştir. Bu da Osmanlı İmparatorluğu'nun hoşgörülü ve adil yönetimini yansıtmaktadır.

Niye Osmanlı İmparatorluğu hakkında bu kadar fazla konuştuk? Çünkü Osmanlı İmparatorluğu yakın bir tarihe sahiptir ve neredeyse değişmemiş tarihi kayıtları bulunmaktadır. Ancak size Osmanlı'yı farklı bir şekilde öğretmediler mi? Ah, bu yanıltıcı tarihçiler! Ah, Kendi çıkarları için tarihi değiştirip yazanlar.  

Müslüman-Hristiyan yakınlaşmasını istemeyen kötü niyetli oyun kurucular, hristiyanlar arasına dahi bölünme sokmuşlardır; yüzyıllar süren Katolik ve Ortodoks savaşları bunun bir örneğiydi. Birlik ve beraberlik bazıları için her zaman tehlikeli olmuştur.  

Bu kadar çok örnek var ki... Özellikle son örnek, 1947 yılında Yahudilere kucak açan ve evlerini paylaşan Filistinli Müslümanlar , buna güzel bir örnek değil mi? 1947 Filistin göçü hakkında bilgi almak için Google'a sorabilirsiniz. Ne yazık ki, iyilik bu günlerde karşılığını katliamlar ile görmektedir!  

Ayrıca, kötü niyetli kişiler, İslam'daki adalet ve güzel ahlakı görerek insanların Müslümanlaşmasının önüne geçmek için eğitimsiz insanları kullanarak terör örgütleri kurmuşlar ve buna "İslami terör" demişlerdir. Halbuki İslam'da teröre yer yoktur. Kuran-ı Kerim ve ana hadis kaynaklarını değiştiremeyen bu kişiler, yüzlerce sahte fikir ve kitap ekleyerek İslam'ı bozmaya çalışmışlardır. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, bu kişilerin İslam'ı yeterince tanımayan ve Kuran-ı Kerim'in gerçek anlamından yoksun bırakılan insanları ve toplumları kullandığıdır. Bu cahil topluluklar maalesef Batı'nın oyunlarının bir parçası olmuş , Batılı görünüşteki kötü kişilerin kuklası haline gelmiştir.  

Peki neden bunlar İslam'dan bu kadar korkuyorlar, gelin objektif olarak bakalım konuya...

• İslam'da faize yer yoktur ve müslümanlar için en büyük günahların başında gelir. Oysa tüm küresel sistem faize dayalıdır ve İslam bu sistemi tehdit eder.
• İslam'da ekonomik sistem, müslümanlara fakirlere zekat verilmesini öngörür. İslam ekonomi modelinde yaklaşık %2.5 oranında bir servet vergisi bulunur ve bu vergi fakirlere dağıtılır. Ancak kapitalist sistem, tüm kaynakları ele geçirip fakirlerin ufak paralarına bile göz dikmeye devam etmektedir ve insanları daha çok köleleştirmektedir.
• İslam, müslümanlara alkol ve uyuşturucu madde kullanımını yasaklar. Günümüzdeki büyük alkol endüstrisi ve uyuşturucu ticareti vardır. İslam'a bunlara karşıdır. İslam ülkelerinde yaşayan müslümanlar için bu yasaktır, ancak müslüman olmayanlar alkol tüketebilir.
• İslam, pornografi ve ahlaki çöküşe yol açabilecek kötü şeylere izin vermez. Şu andaki pornografi endüstrisi elbette İslam'ı hoş karşılamaz.
• İslam, güzel ahlakı teşvik eder, yardımlaşmayı emreder ve zulmü yasaklar. Şu anda zalim kişileri, mafyaları ve rüşvet alanları görüyorsunuz. Elbette bu insanlar İslam'ı istemeyecektir.
• İslam, aile kavramını önemser ve ahlaki değerlere saygı duyar. Hollywood yapımları gibi sosyal medya da, ailenin değerini baltalıyor ve ideal kadın ve erkek imajlarını zihinlere yerleştirerek boşanmaları arttırıyor. İnsanlar aile hayatı dışında gayrimeşru ilişkilere yöneliyorlar.

Daha çok maddeler  sayılabilir…Ama sayfalar yetmez  

Tabii ki, faiz, alkol, uyuşturucu, film endüstrisi ve medya, İslam'a karşı bir cephe de yer alıyor. Bu ortamda gerçeği öğrenme şansınız nasıl olabilir ? Bu endüstrilerin sahiplerini kimin kontrol ettiğine dikkat edin…  

İslam'ı kötülemek için yapacakları tek şey, cahil bir kesimi kullanarak onları medya önünde kötü göstermek ve sahte İslami gruplar oluşturarak Müslümanlara terörist damgası vurmaktır ! Ne yazık ki, bu taktikle müslümanların bir kısmını değiştirip bir kısmını kendilerine benzettiler. Ancak Kur'an-ı Kerim ve hadisler sayesinde gerçek İslam kimliğini koruyan milyonlarca Müslüman bulunmaktadır.  

Eğer bir gün yolunuz Müslüman bir ülkedeki küçük bir beldeye düşerse, aç olduğunuzu söyleyin. Size nasıl bir sofra hazırlayacaklarını görün. Ya da bir yiyecek satıcısına aç olduğunuzu ve paranız olmadığınızı söyleyin. Size en güzel yiyeceklerinden vereceklerdir. Çünkü Müslümanlar, fakirlere kötü veya değersiz şeyler veremezler. Kendilerine verildiğinde mutlu olacakları şeyleri hediye edebilirler. Bu Kuran'da şöyle belirtilir,  

" Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır. " (1:267)   

Şimdi size soruyorum, böyle insanlar terörist olabilir mi? Gerçek teröristler kimlerdir?